Hava Durumu

#Insan Hakları

- Insan Hakları haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Insan Hakları haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Boşanma ile kadına yönelik şiddet paneli düzenlendi Haber

Boşanma ile kadına yönelik şiddet paneli düzenlendi

Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, şiddetle mücadelede eğitimin kilit rolüne dikkat çekti. Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ve Hukuk Fakültesi iş birliğiyle Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında düzenlenen "Boşanma ve Kadına Karşı Şiddet" başlıklı panel, Edebiyat Fakültesi Bumin Kağan Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Panele Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ayşe Gülbin Arıcı, Prof. Dr. Şükrü Özen, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurşen Adak, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Necla Öztürk, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. "Kadına yönelik şiddet toplumsal bir yaradır" Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, "Bugün burada, toplumumuzun en temel insan hakları sorunlarından birini bilimsel bir çerçevede tartışmak üzere bir araya geldik. Edebiyat Fakültemiz ve Hukuk Fakültemizin iş birliğiyle düzenlenen bu panel, yalnızca bir akademik etkinlik değil; aynı zamanda hepimizin taşıdığı toplumsal sorumluluğun güçlü bir hatırlatıcısıdır. Kadına yönelik şiddet; bireysel bir mesele, bir aile içi sorun ya da hukuki bir başlık değildir. Bu, toplumsal bir yaradır. Kültürel, ekonomik, psikolojik ve hukuki tüm yönleriyle bütüncül bir yaklaşım gerektiren çok boyutlu bir meseleyle karşı karşıyayız. Bu hafta 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında dünyada farkındalık çalışmaları yürütülüyor. Bizim sorumluluğumuz ise farkındalığı bir güne ya da haftaya sığdırmanın ötesine geçerek bu konuyu sürekli gündemde tutmak ve çözüm üretmektir" dedi. "Mücadele zihin, bilinç ve eğitimle kazanılır" Rektör Özkan, "Kadına karşı şiddet ile mücadele yalnızca kanunlarla değil; zihinlerle, bilinçle, eğitimle kazanılır. Dün Öğretmenler Günü’nü kutladık. Bu iki günün art arda gelmesi, bizlere şiddetle mücadelede en güçlü silahımızın eğitim olduğunu bir kez daha hatırlatmaktadır. Değerler eğitimi, saygı, empati ve insan onuruna bağlılık ailede başlar; okulda güçlenir. Bu değer eğitimi; insanı, hayvanı, doğayı, yaşamı sevmeyi öğretir. Ve sevginin olduğu yerde şiddet barınamaz. Bu nedenle, insanı, doğayı ve dünyayı sevmeyi teşvik eden; empatiyi ve hoşgörüyü merkeze alan bir yaklaşım geliştirmeliyiz. Çocuklara ve gençlere farklılıklara saygı duymayı, sorunları şiddet yerine diyalog yoluyla çözmeyi ve her canlının yaşam hakkına değer vermeyi hatırlatacak bir bakış açısı kazandırmalıyız" şeklinde konuştu. "Kadın güçlenirse toplum güçlenir" Rektör Özkan, "Üniversiteler olarak bizim de rolümüz çok net. Sadece akademik bilgi üretmek değil, insan haklarını, eşitliği, adaleti ve toplumsal duyarlılığı yaşamın doğal bir parçası haline getiren bir kültür oluşturmalıyız. 5 Aralık Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı verilmesinin yıl dönümüne de yaklaşıyoruz. Mustafa Kemal Atatürk, bir ülkenin çağdaşlığının ölçüsünün kadınların toplumdaki konumu olduğunu daha Cumhuriyetin ilk yıllarında ortaya koydu. Bizler, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, kadınlara seçme ve seçilme hakkının birçok Batı ülkesinden önce, 5 Aralık 1934’te tanındığı bir medeniyetin mirasçılarıyız. Bu tarih, Cumhuriyetimizin kadın-erkek eşitliğine verdiği önemin ve kadınlarımızın toplumsal hayattaki yerini sağlamlaştıran Cumhuriyet kazanımlarının en somut göstergesidir. Bizlere düşen görev, o mirası yükseltmek ve güçlendirmektir. Çünkü Atatürk’ün açtığı yol çok açıktır: Kadın güçlenirse toplum güçlenir. Kadın özgürleşirse ülke ilerler" ifadelerini kullandı. Paneli düzenleyenlere teşekkür Rektör Özkan, "Kadına yönelik şiddetin önlenmesi, yalnızca cezai yaptırımlarla değil; Güçlü sosyal politikalarla, etkin eğitim programlarıyla, toplumdaki cinsiyet eşitliği bilincinin erken yaşlarda kazandırılmasıyla, ailede ve okulda değerler eğitimine önem verilmesiyle mümkün olacaktır. Üniversiteler bu dönüşümün kalbidir. Bugün burada yapılan panel de işte tam bu nedenle çok kıymetlidir. Akademisyenlerimizin değerlendirmeleri, hukuk dünyasından katkılar ve toplumsal analizler; doğruyu görmemiz, çözüm üretmemiz ve daha adil bir toplum inşa etmemiz için hayati önemdedir. Bu etkinliği düzenleyen Edebiyat Fakültemize ve Hukuk Fakültemize teşekkür ediyorum. Katkı sunan tüm hocalarımıza ve paneli takip eden öğrencilerimize ayrıca teşekkür ediyorum. Dileğim; burada konuşulanların gerçek hayata dokunması, bir kişinin bile yaşamını değiştirecek bir farkındalık oluşturmasıdır" dedi. Akademik ve adli yaklaşımlar konuşuldu Açılış konuşmasının ardından oturum başkanlığını Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Necla Öztürk’ün yaptığı panelde, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurşen Adak ve Dr. Çağrı Elmas "Boşanma ve Kadına Karşı Şiddet" konusunu ele alarak katılımcılara sundu. Panelde Antalya 7. Aile Mahkemesi Hakimi Şelale Süer ise "Şiddetin Görünen ve Görünmeyen Yüzü: Boşanma Davaları Üzerinden Bir Değerlendirme" başlıklı konuşmasını gerçekleştirerek katılımcıları bilgilendirdi. Panel katılımcılara plaket takdimi ile sona erdi.

Bakan Tekin’den Eşitlik Vurgusu Haber

Bakan Tekin’den Eşitlik Vurgusu

Hiçbir farklılık, o çocuğun eğitim-öğretimden kısmen ya da tamamen alıkonulmasını meşru gösteremez" dedi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Ankara’da düzenlenen 2. Maarif Kongresi’ne katıldı. Düzenlenen kongrenin Türkiye’nin eğitim sisteminde köklü bir perspektif sunmayı amaçladığı, maarif geleneğinin günümüz ihtiyaçlarına göre yeniden ele alınacağı ve bakanlığın yürüttüğü yapısal dönüşüm çalışmalarının kamuoyuyla paylaşılacağı belirtildi. Ayrıca farklı illerden gelen eğitim yöneticilerinin, akademisyenlerin ve öğretmen temsilcilerinin de katıldığı kongrenin bu yönüyle hem değerlendirme hem de istişare platformu olarak önem taşıdığı vurgulandı. Bakanlığın son dönemde hayata geçirdiği müfredat yenileme çalışmaları, ölçme ve değerlendirme politikaları ile öğretmen eğitimine yönelik yeni modeller de programda ele alındı. "Değişen dünya koşullarında milli ve manevi değerlerine bağlı bir kuşak yetiştirmek durumundayız" Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, kongrede yaptığı konuşmada her çocuğun aynı şartlarda eğitim aldığını, din, dil, ırk ayrımı gözetmeksizin herkese eşit şartlarda eğitim verdiklerini belirterek, "Dünyada değişen bu formata uygun eğitim sistemi inşa etmezsek eğer çocuklarımızın milletine, vatanına, ülkesine bağlılık duyguları zayıflar. Dünya küresel bir köy haline geldi. Dolayısıyla biz 2024-2025 eğitim öğretim yılında bu parametreyi kendimize bir çerçeve aldık ve kabul ettik. Değişen dünya koşullarında çocuklarımızın milli ve manevi değerlerine bağlı, ülkesine, ülkesinin değerlerine, ülkesinin egemenlik haklarına, ülkesinin bağımsızlığına saygı duyan, ihtiyaç duyduğunda gözünü kırpmadan kendisini ülkesi ve milleti için feda edebilecek bir kuşak yetiştirmek durumundayız. Bunu yaparken de değişen dünyanın parametrelerine uygun davranmak durumundayız. Müfredatımızı revize ettik" dedi. "Dünyanın her tarafında canımızı sıkan olayların arka planında eğitim sistemleri olduğu gerçeğinden hareket ettik" Bakan Tekin, dünyada var olan eğitim sisteminin insanlığı örnek almadığını ve bu yüzden soykırımların, savaşların ve ırkçılığın yaygınlaştığını vurgulayarak, "Bugünlerde dünyanın her tarafında canımızı sıkan, hoşumuza gitmeyen davranışların, olayların arka planında eğitim sistemleri olduğu gerçeğinden hareket ettik ve diyoruz ki eğer dünyada bütün eğitim sistemleri kardeşlik, bağımsızlık, insan hakları, demokrasi, adalet, özgürlük gibi değerleri eğitim sistemleri kendi içerisinde çocuklara kazandırsaydı eğer, dünyanın hiçbir tarafında savaşlar, insan hakları ihlalleri, bebek ölümleri, bebekleri katletmeye varan vahşilikler yaşanmazdı. En son İsrail’in Gazze’de bütün dünyanın gözü önünde yaşattığı zulüm, on binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Kundaktaki bebeklerin hunharca katledildiği, yüz binlerce insanın yerinden yurdundan edildiği bir süreç yaşandı. Burada iki tane önemli konu var. Birincisi İsrail’in bu vahşeti yapabilmesi, ikincisi ise dünyanın bir dizi insan haklarına rağmen, insan haklarını korumakla mükellef bir dizi musallat üretim varlığına rağmen yaşanan bu vahşete karşı sessiz kalmasıdır. Dünyadaki eğitim sistemleri, devletin varlık sebebine uygun hareket etmiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak 2002 yılından itibaren eğitimde fırsat eşitliğinin bir temel insan hakkı olarak gördük. Kılığı ya da kıyafeti, etnik ya da dini farklılığı nedeniyle hiç kimsenin eğitim öğretim hakkından mahrum bırakılamayacağını bir referans olarak aldık ve Türkiye’nin her tarafında hiçbir ayrım gözetmeksizin her çocuğumuzun eğitime eşit bir biçimde erişebileceği bir altyapıyı, hem fiziki hem de hukuki olarak oluşturduk" diye konuştu. "Her vatandaş bizim gözümüzde eşittir" Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapı taşında herkese eşit şartlarda eğitim öğretim hakkı olduğunu vurgulayan Bakan Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her çocuk ve her insan bizim gözümüzde eşittir. Her vatandaş bizim gözümüzde eşittir. Hiçbir farklılık o çocuğun eğitim öğretim hakkından kısmen ya da tamamen alıkolunmasını meşru gösteremez. Bu hareketle eğitim öğretim sistemimizde köklü bir revizyon yaptık. Programlarımızın içerisinde bu türden ayrıştırıcı, ötekileştirici bütün ifadeleri çıkardık. Katsayı zulmünden başörtüsü problemine kadar, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Alevi vatandaşlarımızın beklentilerinden etnik ya da dini ayrımcılık olarak yorumlanabilecek ifadelerin çıkartılmasına kadar gerçekten devrim niteliğinde adımlar attık. Atmaya da devam ediyoruz." Kogreye Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Milli Eğitim Akademisi Başkanı Prof. Dr. Ali Fuat Arıcı, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. Program, Bakan Tekin’in öğretmenlere katılım belgesi vermesi ve hatıra fotoğrafı çekilmesiyle son buldu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.