Hava Durumu

#Akdeniz Üniversitesi

- Akdeniz Üniversitesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Akdeniz Üniversitesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Konya’da fidan dikme etkinliği Haber

Konya’da fidan dikme etkinliği

Görenleri şaşkına çeviren anlar, olay yerindeki diğer balıkçılar tarafından cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Bu tür görüntülerin sosyal medyada korkuya neden olduğunu aktaran Akdeniz Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, türün insanlara zararı olmayan kum köpek balığı olduğunu kaydetti. Bu tarz görüntüleri görünce vatandaşların korkuya kapıldığını da belirten Gökoğlu, 1969 ve 1975 yıllarında vizyona giren Tarkan filmindeki ahtapot sahnesi ile köpek balığı konulu ‘Jaws’ filminin Türk toplumunda deniz canlılarına karşı olumsuz izlenim bıraktığına işret etti. Kumköy sahilinde geçtiğimiz günlerde kıyıdan olta atan bir amatör balıkçının oltasına yaklaşık 1,5 metre büyüklüğünde köpek balığı takıldı. Kısa sürede ağırlığı hissedilen oltayı çekmeye başlayan balıkçı, kıyıya yaklaşan balığın köpek balığı olduğunu görünce büyük şaşkınlık yaşadı. Balıkçının yanında bulunan bir arkadaşı, kıyıya kadar getirilen köpek balığını eliyle sahile çıkarmaya çalıştı. Ancak balığın aniden hareket etmesi üzerine müdahaleyi bırakmak zorunda kaldı. Bir süre kıyıda çırpınan köpek balığı, oltadan kurtulmayı başararak yeniden denize açılıp gözlerden kayboldu. "İnsanlardan kaçan bir tür" Görüntülerdeki türün koruma altındaki Kum Köpek Balığı cinsi olduğunu aktaran Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, balıkçıların balığı tekrar denize salmalarından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Köpekbalığının 30-35 kilo ağırlığında 1,5 metre boyunda olduğunu kaydeden Gökoğlu, "Köpek balıkları zaman zaman kıyıya yumurta bırakmaya gelir, ancak bu köpek balığı büyük ihtimalle avın peşinden sığ sulara kadar geldi. Tehlikeli bir tür değil. Vatandaşlarımız bu tür görüntüleri görünce korkuyorlar ama korkulacak bir şey yok. İnsanlardan kaçan bir tür" dedi. 1975 yılında halinde devam eden köpek balığı konulu ‘Jaws’ filmi ile 1969 yılında vizyona giren Tarkan filmindeki ahtapot sahnesinin, Türk toplumunda özellikle köpek balıklarına karşı olumsuz izlenim bıraktığını kaydeden Gökoğlu, "Jaws gibi değişik filmler yapıldı. Bunlar korkutur. Çocukluğumuzda da Tarkan Filmi vardı. Orada da ahtapottan dolayı bir korku var. Aslına bunlar zavallı ve zararsız hayvanlar. Korkmaya hiç gereke yok. Zaman zaman biz ahtapotu da tutup elimize alıp yerine bırakıyorduk. Mürekkep balığı elinize alırsınız ısırır, ahtapot ısırmaz. Ama vatandaş ahtapottan korkar. Çünkü bu tür filmlerden etkileniyor. Karada insanlar birbirlerini öldürüyor, trafik kazasında ölenler oluyor, hiç kıyılarımızdaki denizlerde köpek balığının insan böyle bir şey yaşandığını hiç duydunuz mu?" ifadelerine yer verdi.

Boşanma ile kadına yönelik şiddet paneli düzenlendi Haber

Boşanma ile kadına yönelik şiddet paneli düzenlendi

Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, şiddetle mücadelede eğitimin kilit rolüne dikkat çekti. Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ve Hukuk Fakültesi iş birliğiyle Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında düzenlenen "Boşanma ve Kadına Karşı Şiddet" başlıklı panel, Edebiyat Fakültesi Bumin Kağan Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Panele Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ayşe Gülbin Arıcı, Prof. Dr. Şükrü Özen, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurşen Adak, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Necla Öztürk, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. "Kadına yönelik şiddet toplumsal bir yaradır" Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, "Bugün burada, toplumumuzun en temel insan hakları sorunlarından birini bilimsel bir çerçevede tartışmak üzere bir araya geldik. Edebiyat Fakültemiz ve Hukuk Fakültemizin iş birliğiyle düzenlenen bu panel, yalnızca bir akademik etkinlik değil; aynı zamanda hepimizin taşıdığı toplumsal sorumluluğun güçlü bir hatırlatıcısıdır. Kadına yönelik şiddet; bireysel bir mesele, bir aile içi sorun ya da hukuki bir başlık değildir. Bu, toplumsal bir yaradır. Kültürel, ekonomik, psikolojik ve hukuki tüm yönleriyle bütüncül bir yaklaşım gerektiren çok boyutlu bir meseleyle karşı karşıyayız. Bu hafta 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında dünyada farkındalık çalışmaları yürütülüyor. Bizim sorumluluğumuz ise farkındalığı bir güne ya da haftaya sığdırmanın ötesine geçerek bu konuyu sürekli gündemde tutmak ve çözüm üretmektir" dedi. "Mücadele zihin, bilinç ve eğitimle kazanılır" Rektör Özkan, "Kadına karşı şiddet ile mücadele yalnızca kanunlarla değil; zihinlerle, bilinçle, eğitimle kazanılır. Dün Öğretmenler Günü’nü kutladık. Bu iki günün art arda gelmesi, bizlere şiddetle mücadelede en güçlü silahımızın eğitim olduğunu bir kez daha hatırlatmaktadır. Değerler eğitimi, saygı, empati ve insan onuruna bağlılık ailede başlar; okulda güçlenir. Bu değer eğitimi; insanı, hayvanı, doğayı, yaşamı sevmeyi öğretir. Ve sevginin olduğu yerde şiddet barınamaz. Bu nedenle, insanı, doğayı ve dünyayı sevmeyi teşvik eden; empatiyi ve hoşgörüyü merkeze alan bir yaklaşım geliştirmeliyiz. Çocuklara ve gençlere farklılıklara saygı duymayı, sorunları şiddet yerine diyalog yoluyla çözmeyi ve her canlının yaşam hakkına değer vermeyi hatırlatacak bir bakış açısı kazandırmalıyız" şeklinde konuştu. "Kadın güçlenirse toplum güçlenir" Rektör Özkan, "Üniversiteler olarak bizim de rolümüz çok net. Sadece akademik bilgi üretmek değil, insan haklarını, eşitliği, adaleti ve toplumsal duyarlılığı yaşamın doğal bir parçası haline getiren bir kültür oluşturmalıyız. 5 Aralık Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı verilmesinin yıl dönümüne de yaklaşıyoruz. Mustafa Kemal Atatürk, bir ülkenin çağdaşlığının ölçüsünün kadınların toplumdaki konumu olduğunu daha Cumhuriyetin ilk yıllarında ortaya koydu. Bizler, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, kadınlara seçme ve seçilme hakkının birçok Batı ülkesinden önce, 5 Aralık 1934’te tanındığı bir medeniyetin mirasçılarıyız. Bu tarih, Cumhuriyetimizin kadın-erkek eşitliğine verdiği önemin ve kadınlarımızın toplumsal hayattaki yerini sağlamlaştıran Cumhuriyet kazanımlarının en somut göstergesidir. Bizlere düşen görev, o mirası yükseltmek ve güçlendirmektir. Çünkü Atatürk’ün açtığı yol çok açıktır: Kadın güçlenirse toplum güçlenir. Kadın özgürleşirse ülke ilerler" ifadelerini kullandı. Paneli düzenleyenlere teşekkür Rektör Özkan, "Kadına yönelik şiddetin önlenmesi, yalnızca cezai yaptırımlarla değil; Güçlü sosyal politikalarla, etkin eğitim programlarıyla, toplumdaki cinsiyet eşitliği bilincinin erken yaşlarda kazandırılmasıyla, ailede ve okulda değerler eğitimine önem verilmesiyle mümkün olacaktır. Üniversiteler bu dönüşümün kalbidir. Bugün burada yapılan panel de işte tam bu nedenle çok kıymetlidir. Akademisyenlerimizin değerlendirmeleri, hukuk dünyasından katkılar ve toplumsal analizler; doğruyu görmemiz, çözüm üretmemiz ve daha adil bir toplum inşa etmemiz için hayati önemdedir. Bu etkinliği düzenleyen Edebiyat Fakültemize ve Hukuk Fakültemize teşekkür ediyorum. Katkı sunan tüm hocalarımıza ve paneli takip eden öğrencilerimize ayrıca teşekkür ediyorum. Dileğim; burada konuşulanların gerçek hayata dokunması, bir kişinin bile yaşamını değiştirecek bir farkındalık oluşturmasıdır" dedi. Akademik ve adli yaklaşımlar konuşuldu Açılış konuşmasının ardından oturum başkanlığını Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Necla Öztürk’ün yaptığı panelde, Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurşen Adak ve Dr. Çağrı Elmas "Boşanma ve Kadına Karşı Şiddet" konusunu ele alarak katılımcılara sundu. Panelde Antalya 7. Aile Mahkemesi Hakimi Şelale Süer ise "Şiddetin Görünen ve Görünmeyen Yüzü: Boşanma Davaları Üzerinden Bir Değerlendirme" başlıklı konuşmasını gerçekleştirerek katılımcıları bilgilendirdi. Panel katılımcılara plaket takdimi ile sona erdi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.